Gezdik-Gördük :)

Dün kahvaltımızı yeşillikler içinde yapalım dedik ve kendimizi dışarıya attık nereye gitsek derken Kemerburgaz/Bahçeköy tarafında "Binbaşı Çeşmesi Mesire Alanı" nında bulduk kendimizi... Ama bir kez daha anladım ki eğer ki yeşilin, oksijenin, o ağaç kokularının tadına varmak istiyorsanız böyle yerlere asla ve asla yazın gitmemelisiniz, çünkü oksijenden çok mangal soluyorsunuz, ağaç kokusundan çok et kokusu hakim oluyor ve hiç bir şekilde zevk alamıyorsunuz. Bizim amacımız piknik sepetimizi hazırlayıp naif bir kahvaltı yapmak idi, evet kahvaltımızı yaptık ama keyfini süremedik çünkü sabahın kör vakti mangal yakmaya gelenler sayesinde kahvaltımızı bitirip kalkmak zorunda kaldık. Kışın gelmek gerekiyor, o ağaçların kokusunu alabilmek için, serinliğin tadına varabilmek için bunu anlamış olduk malesef ki....

Kendimizi mesire alanından attıktan sonra rotamızı Karaköy'e çe, şimdi duyuyorum ne işiniz var Karaköy tarafında diyorsunuz ama yookkk yoookkk eskisi gibi düşünmeyin nasıl olmuş o Karaköyün sokakları bir bilseniz aklınız şaşar. Bir cafeler açılmış,  bir kalabalık oturacak yer bulamıyorsunuz yani o derece ama nasıl güzeller anlatamam. Bize Pan Karaköy 'ü çok met ettiler, bir kaç arkadaşım da gitti oldukça memnun kalmış. Çalışanların ilgisi, güler yüzü oldukça başarılı sanki cafeye değilde bir arkadaşınıza kahve keyfine gitmişsiniz havasında, herkes kendi derdinde, kendi dünyasında.... Yemek yemedik biz ama ilk fırsatta gidip birde yemek olayına giricez dün içecek kısmı ile ilgilendik ve hem sunum olsun hem tad olsun benim için gayet başarılı idi, Smoothie ler oldukça başarılı valla insanın içtikçe içesi geliyor :) Ki ben her yerde içemem çünkü kimi cafeler menümüzde eksik olmasında modundalar bu yüzden güzel yapan yerleri bulunca kendimden geçiyorum :) Eğer ki İstanbulda ikamet ediyorsanız yolunuzu Karaköye mutlaka düşürün tavsiye ederim, he bu arada kahvaltı olayıda var bir arkadaşım kahvaltıya gitti gayet memnun kaldı, hem gözü hem mideyi doyurucu dedi bilmem yani benden söylemesi :)