Hoşgeldinizz :)

Powered By Blogger

Translate

31 Temmuz 2015 Cuma

Kendim Yaptım :)





Selamlarrrr,

Aslında 2 hafta falan olmuştur ama bir türlü fırsat bulupta paylaşamadım :) Geçenlerde aldığım sevgili tırtık botfriend kotuma birazcık fazla para verdim sonra arkadaş hadi kot alıyorsun bide yırtık alıyorsun dünya para veriyorsun dedim kendi kendime :) tamam severek aldım onunda payı yüksek ama genede saçma yani mantıklı bakarsan, bende evdeki kotlarımdan birinden feragat edip kendi yırtık boyfriendimi yaparım dedim ve işe koyuldum, bir iki video izledim nasıl oluyor diye baktım kolay ee tamam o zaman dedim kendim yapayım o parada cebime kalır başka bşi alırım :)





Sonucunda evde bulunan şanslı boyfriend kotlarımdan birini seçtim, gel buraya kesip biçeceğim seni dedim, bütün materyallerimi yanıma aldım ve kestim :) sonradan bu görütü çıktı ortaya giydim baktım e oldu bu dedim ya tamamdır, şimdi kotum ve ben mutlu mesut takılıyoruz, kendisinin eski halide gayet rahattı, yeni halide gayet rahat :)


28 Temmuz 2015 Salı

Lagertha Saç Modeli :)





Herkese koskocaman günaydınlar :) Saçlarım bugün Vikingslerden çıkma gibi oldu ilham kayanığımız Lagertha tabikiside :) dün akşam kardeşim bizde kaldı, kendisi çok iyi saç örüyor ve severek yapıyor benimde keyfim yerindeydi bir değişiklik olsun dedik tabi tam anlamı ile olmadı yani gerekli materyalleri kullanmadık ama bir sonraki şekilde tam anlamı ile yapıcazzz :)

Vikings dizisini izleyen biri değilim amma velakin bu saçtan ve biraz bakındıktan sonra diziye merak saldım, kardeşimde sağolsun izle izle izle gazlarından sonra tamam dedim o zaman diziye başlama vaktidir :)

Sanırım bütün saç modellerini üzerimde deneyecek :)



























27 Temmuz 2015 Pazartesi

Gene Pazartesi.....








Günaydın, pazartesinin bitmesine ne kadar var ben hala pazar gününde kaldım da :/
 Biri şu pazartesiyi durdursun artık :(
Şimdi iyi dileklerde bulunmak istiyorum şu pazartesiye dair ama hiç içimden gelmiyor hele ki bu kadar sıcak iken ve bu kadar uykum var iken ama genede güzel pazartesileriniz olsun :)
Şimdi ben kahvemi aldım ayılmaya çalışıyorum biraz gazete falan sonra gene buraya gelmeyi düşünüyorum :)


İyi Haftalarrrrrrrrr

14 Temmuz 2015 Salı

Ağaçların Önemi






Psikolog Omid Kardan tarafından yürütülen, Chicago Üniversitesi araştırmacılarından oluşan bir ekip tarafından bir araştırma yapılmış. Ağaçlar ile çevrelenmiş yeşilliğe daha çok önem verilen yaşam alanlarında insanların daha huzurlu, daha verimli, daha sağlıklı yaşadıkları ortaya çıkmış. Aslına bakarsanız bunun için araştırma yapılmaya gerek var mı bilmiyorum ama en nihayetinde yeşilin, ağacın, çiçeğin insanlar üzerinde ne kadar güzel, olumlu etkiler bıraktığını biliyoruz. Ağaçların hayat olduğunu biliyoruz peki neden bu betonlaşma arzusu, isteği.... Neden bu aç gözlülük? Neden bu para hırsı ? 

İşte bazen sırf bu yüzden bir kasabaya yerleşmek istiyorum ama gelin görün ki ülkemde ya bir şeylerden vazgeçerek yaşamayı tercih edeceksin ki o zaman senden rahatı yok, yada taviz vermeden yaşamaya çalışacaksın o zaman da bunun sonuçlarına katlanıp hayatını idame ettirmeye çalışacaksın....



Chicago Üniversitesi araştırmacılarından ve raporun yazarlarından psikolog Marc Berman " Gelir düzeyi, yaş ve eğitim gibi verileri değerlendirirken, yaşanılan ortamdaki ağaçların varlığının tüm beden sağlığımıza etkilerini fark ettik. Etki, umuma açık alanda bulunan ağaçlarda çok daha belirgin. Diğer yeşillik alanların etkisi de yadsınamaz tabi ama günlük yaşantıda rol oynayan sokaklardaki ağaçlar işin temel noktası." diyor.
araştırma sırasında fark edilenlerden biri de, cadde ve sokaklara dikilecek 10 tane fazladan ağacın sağlık üzerindeki olumlu etkisiyle, 7 yıl fazladan yaşam ömrü garantisi vermesi. 

Ağaçlar bilimsel anlamda, şehir hayatı kalitesini yükseltmesi, ozon tabakasına iyi gelmesi ve soluduğumuz havayla birebir ilişkisi olması açısından oldukça önemli. Araştırmanın ilginç bir yanı da; umuma açık ortamlarda bulunan ağaç ve yeşilliklerin, özel alanlardaki yeşilliklerden daha etkili olması. Ki uzmanlar bunu da, herhangi bir başka mahallede yaşayıp, sosya-kültürel anlamda kişisel alanlarında yeşillik sahibi olmayan insanların da kaliteli bir yeşil alan sahibi olabilmeleri gerektiğiyle açıklıyorlar.

araştırma psikolog Berman "Her belediye 10 tane fazla ağaç dikebiliyor olsa, toplum sağlığına nasıl bir fayda sağlayabileceklerini tahmin bile edemezler." diyor. 



Ama bizde önemli olan var olmuş olan yeşil alanları yok edip daha fazla nasıl bina dikebiliriz, dikilen binanın ortasına 2 ağaç koysak yeterli kalan alana bir iki beton daha dökeriz.

Aslına bakarsanız bu kararları alanlara hiç kabahat bulmamak lazım, neden biliyor musunuz? Çünkü bunları bu şekilde ilerlemesini talep eden bizleriz, daha çok bina o binanın içinde havuz olsun, fitness olsun, otoparkı olsun vbg. eğer ki bizler bize sunulan bu eşsiz güzelliklerle dolu bu dünyanın kıymetini bilebiliyor olsaydık emin olsun şimdi bu kadar çok egsoz dumanı yutmuyor olurduk, bu kadar betonlaşmamış olurduk, insanların yaşam alanları arasında bu kadar uçurum olmamış olurdu. Bunları hep bizler istedik biraz daha iyi yaşayalım, biraz daha kaliteli yaşayalım aman daha elit olalım diye diye ozonuda deldik, buzulları da erittik ve daha niceleri... Müstahak mı bize acaba ? 

Araba ile giderken bazen yollarda kedi-köpek ölüleri görüyorum, düşünün e-5 üzerinde giderken bile gördüğüm oluyor, ben görünce üzülmenin dışında sorguluyorum ne işin var senin burada? dediğim zaman cevabı hemen bulabiliyorum... Ne işi var o kedinin-köpeğin orada, ne işi olacak ki onların yaşam alanlarını ellerinden alan bizleriz, onlara eziyet edenler bizleriz, (tabi ki burada kendimi tenzih ediyorum) Balta girmemiş ormanlar nerede, bizler artık balta ile beraber yaşıyoruz her an her dakika yeni bir balta güzergahı belirleniyor... 



Kaynaklar : Fizikist
                    Washingtonpost
                    Onedio


6 Temmuz 2015 Pazartesi

Jant Hastalığım var :)




Ben biraz enteresan bir kişiliğim, evet küçükken hep barbie bebekler ile oynadım hatta bu konuda bayağı şımarıktım sağolsun ailemde bu konuda beni oldukça şımarttı, bütün çıkan barbie bebeklere sahiptim, mutlaka benim olmalıydı oynamalıydım ama zaman geçtikçe iyice büyümeye başladıkça barbie bebek merakımın yerini arabalar almaya başladı, Formula 1 hastalığım başladı, deli gibi takip ediyordum, ne işim olursa olsun hatta sevgilim bile buluşmak istese kusura bakma der geçerdim tv'nin karşısına izlerdim. 

Sonra ilk arabamı aldım üniversite bitmişti, hiç bir zaman toplu taşıma araçlarına ısınmış biri olmadım, Toplu taşıma araçlarını kullanma kabiliyetim sıfır ve gerçekten binemiyorum o kadar kalabalık oluyor ki yani bir yere gitmek için minübüse veya otobüse binmem gerekecekse bayağı zorlanırım çünkü itiş kakış balık istifi şeklinde bir atak yapıp o araçlara binemiyorum, bu yüzden uzun süre korsan taksi kullandığım için dedim en iyisi araba alayım buna vereceğim para ile kredi öderim. Derken aldım ve kullandıkça evet ya dedim trafikte saatlerce kalayım ama en azından rahat gideyim, tacize uğrama korkusu olmasın, deo kullanmayı bilmeyen kişiler ile temasta bulunmayayım vbg. 

Ama arabayı kullandıkça bunun tadını aldıkça arabalara olan ilgim daha da çok artmaya başladı, araya auto showlar girdi, discovery deki programlar girdi böyle sevgim, ilgim tavan yaptı eşiminde çok katkısı var tabi :) Yolda geçerken jant bakmaya başladım artık eşime bana hediye almak için çok araştırma yapma jant al demeye başladım:) oda şaşırıyo "başka kadınlar neler istiyo benim hatun jant al bana diyor", demeye başladı :) 


Şimdi internette gezinirken Plasti dip markasının spreylerine rastladım veeee hemennn eşime gönderdim tamam jant alma bu şekilde yapalım dedim :) 


Ama çok iyi değil mi ya ? :)
Benim için arabayı, araba yapan en önemli unsurlardan biri de jant'ın ne kadar güzel olduğudur. Yanlış jant seçimi bir arabayı al aşağıda eder, on numarada gösterir. 



Beni yadırgamayın ben eşi ile sanayi gezen bir insanım, kaputu açtığı zaman bu ne? bu ne? bu ne işe yarıyor? vbg. sorular soran bir insanım, arabasını kapının önünde yıkayabilen ve bundan zevk alan bir insanım, hadi arabaya pasta cila ne zaman yapıcaz diyen bir insanım, bu yüzden zevkler ve renkler tartışılmaz cümlesini gayet başarılı buluyorum :) 











2 Film...





Entourage 

Fragman

Yönetmen: Doug Ellin
Oyuncular: Adrian Grenier, Jerry Ferrara, Jeremy Piven, Kebin Dillon ve Kevin Connolly


Geçen Çarşamba Nişantaşı City's de Entourage filminin ön gösterimi vardı, gidip gitmemek arasında kalmış olmamıza rağmen sonrasında gitmeye karar verdik, hatta o zaman örendim aslında bu bir diziymiş 8 sezon oynamış buda dizinin devam filmi olarak çekilmiş anladığım kadarı ile, filmi çok beğendim, sıkılmadan izledim diziyi izlememiş olmama rağmen fransız kalmadım hatta filmin çıkışında dizinin sezonlarını indirip izlemeye karar verdik :) Bence buda güzel bir şey, aranızda diziyi izleyenler vardır ki onlar büyük ihtimalle filmi ya izlemiştir yada izleyecektir. Karakterler çok iyi, film güzel, kopuk kopuk değil her şey bir anda hızlıca gelişiyor :)




Tomorrowland & Yarının Dünyası 

Fragman

Yönetmen: Brad Bird
Oyuncular: George Clooney, Hugh Laurie, Britt Robertson, Judy Greerve Kathryn Hahn


Aslında konu itibari ile film oldukça iyi, kadroya baktığınızda George Clooney ve Hugh Laurie var, sırf bu aktörler için bile izlenebilir ama onlar olmasaydı da bu filmi izler miydim diye düşünüyorum ve olumsuz bir cevap almıyorum kendimden. Çünkü dediğim gibi filmin detayına indiğiniz zaman vermeye çalıştıkları mesaj oldukça iyi sadece sanki tam anlamıyla bütünleştirilememiş gibi bilmiyorum bir eksik vardı ama buna rağmen asla ve asla vakit kaybı değil. 






Günaydınnnnn









Evet sorarım size Kim? Kim? Kim? :) Şu hafta sonunun bu kadar çabuk geçebiliyor olmuş olmasına ve aksine hafta içi günlerin kanı hızıyla ilerlemesine ayar olmuyor değilim ammmaa velakin yapacak bir şey yok diyerek Baho gibi içsel soruları dışa vuruyorum, kimin tavuğuna kışt dedik acaba biz ? :)

Herkese Günaydın, iyi haftalarınız olsun, bol kazançlarınız olsun,
huzurlu, stresten uzak günleriniz olsun efeniiiimmm :)

5 Temmuz 2015 Pazar

Güneyli Köyü :)



Cuma günü eşimde bende izinliydik, tatlı bir doğum günü ertesi yaşayalım istedik ve kendimizi Gelibolu & Güneyli Köyün de bulduk :) Sabaha karşı çıktık yola zaten beylikdüzünde ikamet ettiğimizden dolayı neredeyse kapı komşusu bize 2,5-3 saatte varabiliyoruz, daha önce gitmiştim kısa bir tatil yapmak amaçlı, güzel sessiz sakin ufak bir tatil kasabası diyebiliriz kendisine... Nihayetinde ege, ama bir bodrum, çeşme arıyorsanız hiç buraya uğramadan o tarafa gidin çünkü burası sizin isteklerinizi karşılamaz :) 




Ama kafanızı dinlemek istiyorsanız, kalabalıktan uzak olsun, huzurlu olsun, öyle cıstaka cıstak sokakları olmasın, yürürken insana çarpmııımm, istiyorsanız buraya gelmelisiniz bence, aranızda bilenler olabilir belkide gitmiş kişilerde olabilir bilemiyorum fakat ben şahsen burayı seviyorum belkide yaşımdan dolayı mı acaba sessiz sakinlik arıyorum ay bilemedim şimdi :)



Denizimize girdik, güneşlendik, sohbet ettik, güldür güldür müzik olmadığı için konuşurken sesimizi duyurmak için bağırmak zorunda kalmadık :) gidenler bilir belki denizi oldukça sığ gidiyorsun, gidiyorsun biraz daha gidiyorsun heh tamam artık girebilirsiniz :) ama temiz, berrak güzel yani havalardan dolayı biraz serindi ama olsun :) 

Zaman ilerledikçe artık bizde yavaş yavaş toplanmaya başladık üst baş değişti ve birazcık kumsalın tadını çıkardık, güzel  bir esinti ile birlikte o denizin sesi ve sevdiğiniz yanınızda daha ne olsun ki :) 





Toplandıktan sonra kendimizi ilerideki tepeceğin arkasına atalım dedik, merak ettik neler varmış acaba orada diye, gittik birazcık tepe çıktık sonra biraz o tepeciği indik derken ufak bir koy ile karşılaştık ufak ama on numara, o zaman geldiğimde burayı görmemişiz yada bakmak istememişiz bilmiyorum :)   Gittik yerleştik buraya serdik havlularımızı ohhhh kuş sesleri, denizin sesi eee daha başka bşi gerek var mı ki :)  


O zaman dedik gün batımını buradan izleyelim bence çok harika olacak diye düşünürken tam da dediğimiz gibi gerçekleşti her şey, bir gün daha bitti ve bugünü de bitirebildiğimiz için şükür ettik. Aşk ile, sevgi ile dopdolu upuzun huzurlu bir gün geçirmenin ardına bu manzara ile günü kapatmak, ve güneşin batışını adım adım izlemek oldukça huzur verici bir olay :)  



Demem o ki evet belki 1 hafta tatil yapacaksınız bu yüzden de cıvıltılı yerlere gitmek istiyor olabilirsiniz ama nacizane bir tavsiye tamam yıllık izninizi istediğiniz yerde kullanın ama mutlaka 2-3 günlüğüne bile olsa buraya uğramadan, burada o huzuru yaşamadan yaz sezonunu kapatmayın derim ben ammaaa velakinn tabiki renkler ve zevkler tartışılmaz :) Heee bu arada öyle pahalı bir yer beklemeyin bu anlamda beklentilerinizi yanlış çıkartır çünkü oldukça uygun :) 

Şimdi Mutlu Pazarlar dilerim :) 









4 Temmuz 2015 Cumartesi

Mutlu Cumartesiler...






Günaydınnnnnnn a dostlar, herkeslere selaammm olsun :) 

Bu fotoğrafı dün gittiğimiz Gelibolu-Güneyli Köyünde çektim, kumsala uzanmış gökyüzü ile konuşuyordum bir baktım ki tam da karşımda bulut arkadaşların hummalı bir çalışması var, bi eğlence planlıyorlar hep bir organizasyon peşindeler maşallah :) 

Demem o ki kafanızı kaldırıp baktığınızda bulutlar size yol göstermez belki ama oraya bakıp tanımladığınız şeyler, hayalleriniz size yol gösterir bu yüzden hiç bir zaman hayallerinizi bilinç altınıza itmeyin onlardır hayatı güzel kılan :) 

Herkese güzel cumartesiler dilerim, çalışan arkadaşlarıma mesai saatlerinin bir an önce bitmesini ve kendilerini güzel bir cumartesiye atmalarını dilerim, çalışmayan arkadaşlara da tek söyleyeceğim çok şanslısınız cumartesiyi tam anlamı ile yaşayabilirsiniz.... :) 

Hadi öperim çok 



2 Temmuz 2015 Perşembe

Birthday.....





























Koskoca 30 yaşında olmuşum haberim de var :) şundan 13 sene önce poooff bi 18 olsam da hayat bana güzel olsa diyordum ama şimdi 30. yaşımı kutluyorum 13 sene ne çabuk geçmiş sanki dün gibi, sanki çok hızlı bir çekim yapılmış gibi.... Şu kadar seneye neler sığdı neler, ne pişmanlıklar, ne mutluluklar, ne üzüntüler, sevinçler, ne yaşanmışlıklar, ne intikamlar ama en önemlisi size hayat tecrübesi kazandıracak ne kazıklar :) hepsinin birbirinden değerli önemleri var olumsuzlukların bile bi önemi var o kazıklar olmasaydı nasıl hayata daha sert ve tecrübeli bakabilirdik ki dimi ama :)

Neyse yaaaaa işte bugün benim günüm, benim doğum günüm acısıyla tatlısıyla bu yaşımı da kutlayabilmek bile şükür etmeye değer :) Beni çok seven bir dediğimi iki etmeyen gözümün içine bakan bir kocam var, her tarafımızdan aşk akan bir evliliğimiz var, sevgi manyağı bir kedimiz var, bizi seven ailelerimiz var ee zaten bunlar dışında daha fazla neye ihtiyaç duyar ki insan :) 

O zaman benim doğum günüm kutlu olsun :)



LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İletişim Güzeldir :)

Ad

E-posta *

Mesaj *